Yurtdışına çıkmış ve değişik kültürleri tanışmış birisi olarak ülkeme uzun yıllar sonra geri döndüğümde bazı kavramların bende karmaşaya uğradığını farkettim. Onlardan birisinin de "abi" kavramı olduğunu gördüm. Sonra abla, teyze, amca ve el öpmeyi de içimde sindirememeye başladım. Ama öncelikle "abi kavramını işleyeceğiz. Ki görelim bakalım bizdeki hakikati neymiş.
abi kelimesi abi diye okunur ama ağabey diye yazılır.
ağabey etimolojik olarak "büyük erkek kardeş" anlamına gelir. ağa ve bey kelimelerinden türemiştir.
ağa Moğ. dilinde aka diye yazılır "bir saygı ünvanı" anlamı ile yine "büyük erkek kardeş" anlamlarına gelir. Aynı zamanda "büyük, ileri gelen, sahip çıkan ve mal mülk sahibi" anlamlarına da gelir.
bey ise "reis, şef, soylu kişi" demektir. Eski Orta Asya dillerinde bu kelime "bey, hükümdar, tanrı" anlamlarına da gelir. İran dillerinde ise "ihsan etmek, bahşetmek, yedirmek" manaları da vardır.
Kısacası bizdeki abi kelimesi hem büyüklüğe bir saygı ifadesini, hem asilliği, hem resmiyeti, hem eğitmenliği, hem de liderliği ya da yöneticiliği ifade eden muazzam geniş bir kavramdır. Ama biz bu asırda kültür erozyonuna uğradığımız için bu kavramların manalarını kaybettik. Ve laçka hale getirdik. Doğal olarak da şirketlerde ve resmi kurum ve kuruluşlarda sadece bey'i kullanır olduk. Ama unuttuğumuz bir şey vardı. Bey ifadesi sadece izzet dediğimiz kişinin maddi tarafına bakıyordu. Doğal olarak bu kavram, bizim gibi duygusal ve samimi toplumlarda bir ayarsızlığa sebep oldu. Çünkü manevi yönümüzü geliştiren, bize kol kanat geren, zor durumda kalınca sığındığımız, büyüğümüz ve ustamız olan ağa'yı hayatımızdan attık da ondan. Peki "ağa" ifadesini yalnız kullansak her şey düzelir miydi? Tabiki de hayır. Özellikle Doğu toplumlarında bu kavram tek başına kullanılarak, insanları tek taraflı bir bağımlılığa soktu. Malk mülk sahibi kişileri aşırı bir kibire itti. Ve dengesiz bir iletişim aracı doğdu.
Ama atalarımız bu iki kavramı çok iyi dengeleyerek kültürümüze sokmuşlar. Merhamet ve yardımlaşma, terbiye ve eğitim, saygı ve resmiyeti tek kelime de birlemiş. Bize atalarımiz muazzam bir kültür mirası olan bir kelimeyi bırakmışlar. Ve biz bu kelimeyi hem erkek kardeşler için hem de değer verdiğimiz ve saygı duyduğumuz her tanıdığımız için kullanır olmuşuz. Hatta o kadar toplumda benimsenmişki, kendi ile aynı yaştan olan hatta küçük olan dostlar için bile bu ifade literatüere saygı ifadesi olarak geçmiş. Ve Türk toplumunun bir markası olmuş.
Bundan sonra ne olur, yeni nesil bu kavramlarla tekrar nasıl barışır ve sindirir bilemeyiz. Ama en azından bu kavramları hala kullanan bizler, eğer böyle bir sorun yaşıyorsak; bunu en azından kendi içimizde tekrar güncelleyerek gönül rahatlığıyla kullanabiliriz. Ve bundan da gocunmayız.
Comentarios